
Merhaba Cely,
Bazı hikâyeler vardır; bir anda başlamaz. Yıllarca aklın bir köşesinde, kalbinin tam ortasında sessizce büyür. Celynore’un hikâyesi de böyle doğdu.
Bazen bir vitrine bakarsınız…
Her şey yerli yerindedir ama bir şey eksiktir.
O eksik parça, sizin zevkinizi, duruşunuzu, çizginizi yansıtacak o parçadır. Yıllarca arar, bulamazsınız.
Benim için tesettür giyimde o eksiklik üniversite yıllarında başladı. Boy oranları, en ölçüleri, renk uyumları, kumaş dokuları… Hepsi ya fazla abartılı ya da ruhsuzdu. Zarafet ve konfor, modernlik ve ölçülülük arasında bir denge arıyordum.“Neden hem zarif hem konforlu, hem modern hem zamansız bir tasarım olmasın?” diye defalarca sordum kendime. Ama bulamadım.
Yanımda her zaman bu hayali benimle paylaşan biri vardı: Hayat arkadaşım… Bugünkü Celynore'un asıl kurucusu. Birlikte defalarca konuştuk, hayaller kurduk. Yıllardır düşündüğümüz bu süreci, “hazırız” dediğimiz anda en doğru şekilde hayata geçirmek için sabrettik. Doğru zamana, doğru şartlara, doğru ekibe ulaştığımızda ise artık biliyorduk: Celynore, hayat bulmaya hazırdı.
Celynore, bizim için yalnızca bir marka değil; uzun yıllar boyunca kurduğumuz hayallerin, paylaştığımız anların ve ince ince işlenmiş bir emeğin adı. Her tasarımımızda, zahmetsiz şıklığı, zarif dokunuşları ve modern çizgiyi harmanlıyoruz. Çünkü bizim için giyinmek, yalnızca bir ihtiyaç değil; aynı zamanda bir ifade biçimi.
Bugün, her “Merhaba Cely” dediğimizde, aslında o üniversite yıllarındaki ilk hayale dönüp gülümsüyoruz. Ve biliyoruz ki bu yolculuk daha yeni başlıyor.
Her parça, seni bir hikâyenin içine davet ediyor; zarafetle, ölçülü şıklıkla ve ince dokunuşlarla dolu bir dünya…
Sen sadece adımını at; gerisini bizim tasarımlarımız tamamlasın.
Çünkü şıklık seninle başlar ve seninle devam eder.
Ve şimdi, Merhaba Cely.